ARACIYA ZEVAL OLUR
Gönderen tinmaz - August 09 2014 14:16:25

Birkaç aydır bu yad eldeyim.Bu köy benim için yabancı.Yaşım daha küçük.Düştüğüm girdapta kendimi arıyorum.Bu arayış umutsuzca bir arayış.Ama yarına yaşamam gerek.

Madem ki bir günlük ömre çalışmak şart,onun için de kıpırdamam gerek.İşte yaşayanın yaş haddi olmuyormuş.İster yaşlı ister genç ille çalışması gerekmiş.
Elbette insan önce kaderini talihin ve şansına göre hareket etmesi gerekiyor. Kaderin de olan kaşığın da çıkıyor derler ya, o da bu misal.O an kaderinde olan kaşığın da çıkınca mecburen rızk için o amele sarılmaya mecbur oluyorsun.
İşte bu yad elinde de benim kaşıkta çıka, çıka koyun çobanlığı çıkmaz mı. Eh ne yapacaksın kaderimde varmış kaşığım da çıkmış bunu da kullanmam gerek deyip yapıyordum bu ameli.Yapmaya da mecburdum.
İşte böyle günlerden bir gün,hem de ne gün, yağmurlu yağışlı soğuk mu soğuk biz kadersizler için dert günü,ağalar için yat günü olan bir gün işte.
Dört arkadaşız, birimiz kız,hepimiz davarlarımızın ardında,soğuktan korunacak ateş yakma telaşı içindeyiz. Kuru dal kuru odun bulma zor.Bir arkadaşta ki küçük nacak ile bir çamdan çıra kopardık,onunla ateş yakmaya uğraşıyoruz.Olduğumuz yer,iler de ki bir köyün köy yolunun tam üstüydü.
Tam bu telaş içindeyken benim tanımadığım on üç on dört yaşların da biri,elinde küçük bir pohca ile yanımıza doğru yaklaşıyordu. Bunu gören yanımda ki arkadaşlar dan vış vış Celal,
---Hey hele bakın sıçan Mehmet geliyor bu tarafa,dedi.
Oysaki önceden ta uzaktayken de görmüştük.Celal böyle değince aralarında bazı şeyler konuşmaya başladılar,kız olan salçalı Fadime,
----Üre hele bu geçen hafta bana alaçamın setinde ana avrat küfür etmişti,ben ona şimdi sorarım dedi. Bunun üzerine öbür arkadaşlarda ondan dert yanmaya başladılar.Niyetleri soğuğun acısın Sıçan Mehmet’ten çıkaracaklar belli olmuştu.
Sıçan Mehmet iyice yaklaşınca,bir kenarda duran çoban sopasın kaparak eline alan salçalı Fadime atladı oğlanın önüne.Ondan güç alan vış vış Celal le,elik Mehmet te kestiler çocuğun yolunu.Aksine gibi de yolun ortası kenarda ki yarlara göre iyice çukurumsu.Üçü birden başladılar oğlanı tartaklamaya.
Durdum, durdum duramadım. Gittim yanlarına sıçan Mehmet’i ellerinden kurtardım.
Gerçi oğlan birkaç tırtık yedi ama,ayırmasam daha feci olacak işler.Belki de bir iyilik beklide bir acıma hissiyle oğlanı ellerinden kurtarıp yoluna devam etmesi için birkaç metre onunla yürüdüm.
Sıçan Mehmet’ti hiç tanımıyor bilmiyorum.Ama üç kişinin dövmeleri ayıp hissime dokunuyordu ki ayırmayı uygun buldum.Zaten bir iki tekme tokat yiyen oğlan,soğukta bir yandan başladı ağlamaya.
Onlarda kurtardıktan sonra bir muaf ir oradan uzaklaşmasını da sağladım. Hani bir yirmi küsur metre gidince yediği dayağın hışmıyla başladı onlara küfür etmeye.Öyle küfürler ediyordu ki hepside sanki güneş görmemiş küfürlerdi.Bir duyduğum da,
----Dördünüzün de anasını avradın gelmişini geçmişini………………. Sayıyordu.
Hatta gözden kayıp oluncaya kadar geri bakıp aynı nakaratı tekrarlıyordu.