Bizim Irza milleti toplamış başına,gene birşeyler anlatıyor.Analttıklarına kimi hayran hayran bakıyor kimi de kıkır kıkır gülüyor.Merak bu ya bende yaklaştım yanına,hani dinlemek kadar bir şeyler öğrenirim hevesiyle.
Yanlarına yaklaştığımda konuya yeni girmişe benziyordu.Zira aldığı nefesten bile bunu anlamak basitti.Kulak verdim dinlemek için,
Ya hu,ne biçim bir zamanda yaşıyoruz inanın aslına astarına ermiş değilim.İnsanlık diyoruz bende içlerindeyim ama analamadığımdan, kendimden şüphe etmeğe başladım.
Geçen hafta sonu işimin icabı yakın bir vilayete gittim.Gayem biraz karıştırdığım işlerimi yoluna yordamına koymak.Oysa ki şöyle baktığımda ben iş düzeltip ayarlayan değil,iş bozan karıştıran biriyim her haldeki işlerim hep tersine tersine gidiyordu son zamanlarda.
Her neyse işimin bir kısmını ayarladım,öbür bir kısmını da bir iki gün içinde düzeltirim diye gittim bir otele yerleştim. Yerleştim ama işimi düzeltmeyi bir türlü beceremedim.Ha şurası şöyle ha burası böyle derken bir kaç günüm ziyan oldu gitti.
Bir sabah kalktığımda baktım ki sırtımda ki mintan da iyice kirlenmiş. Öğleden sonrada bir toplantıya katılmam gerekiyor mintanın hali de böyle,dedim olmaz böyle.
Baktım kaldığım otelin alt yanında o mahallenin mahalli pazarı varmış.Hiç olmazsa aşağı inip şöyle ucuz feciz bir mintan veya bir tişort gibi bir şey alayım da hiç olmazsa beni temiz biri sansınlar dedim.
Uzatmayalım indim pazar yerine,iyi bol çeşidi çok müşterisi olan bir pazar yeriymiş.Başladım tezgahlara bakmaya,gözümün kestirdiğinden bir şey alıp bir iki saat sonraki toplantıya geç kalmayayım diyerek başladı dolaşmaya.
Ona uğradım buna uğradım,en kötü tişort veya mintan on beş Türk lirasın- dan başlıyor.Tabii kalite arttıkça da fiatlarda yükseliyor.Bir tezgah iki tezgah ne beğene bildim ne de içim ısınan bir şey bulabildim.Bir ara bir tezgaha yaklaştım,iyi zararı yok,tişortlara bakmaya başladım.Şunu bunu derken,bana genç bir satıcı genç yaklaştı.Tebessüm ederek,
-- Buyrun Hacı amca Bey tişort mu lazım? dedi.Kendisine başımı kaldırıp baktığımda göz göze geldik.İyi akıllı bir genç gibi geldi bana.Ben de,
-- Evet genç adam şu tişortlardan bir tane almak istiyorum,deyince,
-- Sen seç verelim Bey Hacı amca diye de iltifatta bulundu.
Elimde olan bir tişortun fiyatını sorduğumda,yanıma biraz daha yaklaşarak,
-- Hacı amca Bey,sana yirmi kaymaya veririm deyiverdi. Belkide ben böyle bir fiyat beklemiyordum ki,bu gencin bu biraz bilgiçlik biraz ukalalık haline bakarak,
-- Yiyenim bana bunu yirmi beş Liraya verirmisin dedim.Her halde böyle bir soru bekleyen genç adamın şaşkınlığını fırsat sayarak,
-- Sen demedin mi otuz Lira diye,bana beş lira bağışlasan ne olur yani dedim.
Tamamen şaşıran gencin cevabı tez oldu ,
-- Tamam Hacı Bey amca vereyim yirmi beş liraya dedi.Bende istifimi halimi bozmadan ılımlıca,
-- Haydi o zaman bunu bir poşete koyuver de getir dedim.
Genç satıcı elimden tişortu aldı yavaşca geri döndü,daha o tezgahların arasından geçmeden,yan tarafta kapısı açık olan dükkana girdim gittim. Baktım dükkanda müşteri kalabalık sıra beklermişcesine bir kenara çekildim,başladım bizim genç satıcının halini görmeye.
Bir kaç dakika içinde verdiğim tişortu güzelce dürgüleyip poşetleyip, memnun olduğunu belirtir gibi ıslık çalalarak beni bıraktığı yere doğru gelmeğe. Tezgahların arasından olduğum yere yaklaştığında,beni göremeyince başladı sağda solda beni aramaya.Bir beş altı dakika hep beni aradı. Bu esnada girdiğim dükkanda ki satıcı hanım kız,
-- Buyrun bir şey mi istemiştiniz? deyince izlenecek o hali bırakıp genç kıza iyi ucuz güzel bir tişort alacağımı söyledim....
01-08-2013-sincan
ramazan-23