BİR DEMET ÇİCEK
Gönderen tinmaz - July 02 2016 15:00:49

                      


    Biliyorum her yazımda insanoğlundan bir mevzu bulup  buluştururken gene insanoğlundan bir demet  hikaye yapma  gereğine erdim.
Karar verdim ama aklıma yattığından dolayı bu yazımı hikayeleştirdim.
    Sanıyorum dünya yazarlarının çoğu insanoğlundan hislenmekteler.Zira insan oğlunda ne ararsan dolu dolu var.Eh oldukça da dünya yazarları da bu fırsatı kaçırmak istemez herhal de. Yeter ki konu biraz değerli olsun akıla uyup, fikir  yatımına yatsın.Gayrısı o yazarın görüş hattında ki dayanağına bağlı kalmakta.
    Bizlerde her gün türlü çeşit yaşar, acı tatlı,eğri doğru,sağlı sollu bir hayat yaşar,güya yaşıyoruz diye de böbürleniriz.Oysa ki yaşadığımız bu yaşam bize göre zordur. Bizden acizlere bizim yaşam de dolu doludur.Ya bizden hem variyette hem de ilimde üstün olanlara ise bu yazıma  bakmaya dahi değme- yecek kadar yetersizdir. Ama bizde böyle halleri iyi münasip muazzam sanıp önce vakit öldürüp, ardında da bir hikaye yazdım diye de seviniriz.
   Geçenlerde bizim yabancı kokenli kapı komşum Madam Nicole, bir vazo içinde, hani şu elde yapma çiceklerden Manolya tipi bir çiçeği "ama oldukça güzel" binanın çöplüğüne atmaya giderken görüverdi. Eh bizim hanım da aç gözlü olmasa bile, her yeni gördüğü,veya elinde olmadığı   şeylere  çok meraklıdır.İsterse evinde üçbeş tane aynı şeyden dahi olsa hiç birini kıyıp atmaya kıyamaz.Ha sahi şunu da beyan edeyim bizim ev üç artı birdir.Şu anda bir tek odamız var. O  da bizim yatmamız için.Hatta yirmi beş metre karelik bir salonun yarısından çoğu hanımın sevdikleriyle dopdolu. Eh geriye kalan mutfağımız da bir yemek yapacak yeri ile bir iki dolabı açılır kapanır  haldedir. Valla pek sözüm geçme- diğinden her şey yerleştiği yerde öylece kalır.
    Her neyse.Bizim hanım komşu hanımın beğenmedği bu güzel çiceği aldı, evin baş köşesine koydu. Neredeyse her yanında geçişinde selam veresi geliyor.
     Şimdi her üç öğünde yapraklarını da hiç  üşenmeden hiç ihmal etmeden silip yıkayıp duruyor.
 Yazması ayıp,gözü gibi de koruyor.Bir keresinde bizim küçük torun bir yapra- ğını az aşağıya doğru çekivermiş.Yaprakta tabiitıyla aşağıya doğru sarkmış.  Vay başıma gelenler. Hani bir yandan da korkuyorum torunumuz yaptı deme- ğe.  Bakarsın torunu da eve almaz mı almaz.
   Yani bu kadar malzemenin veya bu kadar canlı cansız çiçeği içinde veya yanında bu son gelen çiçek gayrı bu halde ki neredeyse beni bırakıp çicekle yatıp kalkacak hani.
    Bizim bu yaşlı başlı dul hanımla hanımın arası da oldukça iyi.Hanım bizden yaşlı  olması nedeniyle pek arada huzur bozacak bir durum hasıl olmadığın- dan, bizim hanımda  bize girip çıkmasına da pek mahsur görmüyor.Neme lazım, gönlü açık güler yüzlü   şakacı oldukca mutlu görünümlü, yaşamayı seven, insana konuşurken huzur vermeğe çalışıp mutluluk tattıran de bir tip yani.
   Böyle günlerden bir gün Mm.Nicole bize oturmaya gelmişti. Ben kalemim elde bir şeyler yazma uğraşı içinde olduğum sıra,nereden aklıma geldiyse bir an,
--   Madam  Nicole, biliyormusun bizim Hanım Senem,bu çiçeği niye senden  aldı getirdi biliyormusun? 
Belkide böyle bir sual beklemeyen Mm.Nicole sadece,
--  Hayır bilmiyorum.Neden?
--  Çünkü benim hanım bu çiçeği,önce Türkiyeye götürecek. Ben ölünce de senin hatıran olarak  benim  mezarımın başına koyacakmış.
--  Neden böyle yapmak istiyor?.
--  Zira Senem,  seni benim ikinci hanım sayıyor,sen de bizim oraya gelemiyeceğine göre,senin hatıranı yaşatmak istiyormuş.
--  Pekiyi neden kendi Namına komuyor?,
--  Çünkü biz Müslümanız, bizim dinimizce mezara çiçek koymak normal değil.
--  Pekiyi sizin dininizce nasıl oluyor?.
--  Biz de ölmüşlerin Ruhları  için KUR'andan sûre,Ayet okumak yetiyor.
                                                                                                   -----------------
--  Bak bunu bende bilmiyordum. Eğer dediğin doğru ise o zaman  çiçeğimi geri almak isterim.
--  Niçin geri almak istiyorsunuz?,
--  Çünkü bu çiçek ne kadar güzel olursa olsun,bu çiçek dünyalık için.Üstelik sen de benim kocam veya sevgilim değilsin, hele hele aynı milletten de hiç değiliz. Ben çiçeğim geri istiyorum.
--  O na ben karışmam.Söyle Seneme verirse al çiçeğini.
--  Şimdi isteğince vermem mi der?,
--  Olabilir. Zira sen bu çiçeği beş gün önce çöpe attın. Doğru mu?
--  Evet doğru.
--  O gün çöpe gidecek  bir çiçek, senin için bitmiş olurdu. Bu çiçeğin  yeni sahibi Senem olur. O da sana vermeye  bilir.
--  Ama ben onun düşündüğü gibi düşünmemiştim. Ben den istedi,ben de sevip  verdim. Ama Senem benim adıma benim hatıram olarak senin mezar başına koymasını ben istemiyorum. Zira ben bir kişi için çiçek kor, onun sevgi- siyle yaşarım. O da on sene önce ölmüş kocam için. Şimdi benim iki kocam mı olmuş oluyor.  Baktım  Mm.Nicol çok ciddi çok moreli bozuksu.
--   Bak Mm.Nicole,ben seninle  bir dalga geçmek için bu uydurmayı yaptım. Sen hiç merak etme. Bir kere bizim dinimizde ölmüşün mezarına çiçek koy- mak uygun değil. İkinciye ben ne zaman ölürüm bilinmez. Birde bu çiçek bir kaç yıl buralarda kalır,biraz  eskiyince de çöpe  atılır.
  Bu sözü benim ciddiyetle söylediğimi anlayınca,biraz gülümser gibi yaptıysa da, Mm.Nicole tarafından sırtıma bir okkalı yumruğu da indirdi.Böylelikle bu soğuk şakayı  uzlaşmaya bağlamış olduk.

                                                                                                 09-05-2016