ELİ BOŞ GİTMEZ
Gönderen tinmaz - December 14 2016 01:53:55





      Hani hepimiz komşuyuz bu yalan dünya da.Kimimz kimimizle hısım akraba,kimimiz eş dost,hatta kimimiz düşman olanlarımız var.Yani biz insanlarda her türlü yaşam birliği içinde yaşar gideriz. Ve bir gün eceli bulan vadesi gelen aramızdan göçer gider.Bir zaman sonra da unutulur gider.
   Şair ne demiş, "İnsan unutmam sanır,unutulur unutulur.-Aynı hale o da varır,unutulur unutulur".
  İşte o zaman anlarız insanlığın değerini veya önemini.Oysa ki sağ iken, yaşarken,birbirimizi sever sayarız.Onu yere yama koymayız. Bazen birbirimizi kırar   hor görürüz.Çekemeyiz, muhanet deyip örseleriz kınarız. Aramızdan çıkıp gitmesini dahi isteriz.
  Pekiyi bu kadar istememekliğin nedenini hiç düşündük mü acaba?.Belki evet belki hayır.Ama şunu beyan edeyim ki bir toplumda istenmiyorsak o topluma da hor kalıyorsak,inanıyorum bizim kendi tutumumuzdan kendi şahsiyetimiz -dendir sayıyorum.
  Sanıyorum hiç bir insan bir başkasının çekememzliğini istememzliğini istemez. Ama biz kendimiz,kendimiz horsundurursak,çevremizdekileri gücendirirsek  elbet  bu toplumda bir nevi diken oluruz.
  İnsanların bazen bilerek bazen bilmeyerek bazen istemiyerek bazende bile bile toplumda gocunur hale gelir.Gerçi dünya halleri bin bir türlü,ama benim burada değinmek istediğim konu olmayacak bir hali yaşamak.Konu komşu-- larca kıyaslanmak.
   Her insanın bir huyu bir tihniyeti bir kabileyeti bir hoş görüşü saydığı tutumu  vardır. İnsan bunları yaşarken kendini mutlu huzurlu sanacağından eminim. Ama bu kişi için bu yaşam dahilane bir hal olsa gerek.Zira bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur derler.Çok doğru bir söz.
                                                                                              ---------------------
   Bizim mahallenin taa gençlik yıllarından beri tanıdığımız Ayser  vardı. Önceleri aynı yaşıtta olduğumuzdan kardeş bacı der geçerdik.Zaman geçtik-çe  yaşlandıkça bazen abla bazen yenge,o günün durumuna göre hareket ederiz. Bu Ayser hanım Allah'ın izni Peygamberimiz sünneti saniyesiyle bir başka köylü bir gençle evlenip aramızdan  ayrılıp gitmişti.
   Bu ayrılıklar Allah'hımızın  veya  doğamızın bir adeleti bir kanunu olsa gerekti.Her buluğ çağına erişen kendini bilen erkek veya bayan muhakkak birilerine yar olunuyordu.
   İşte bizim Ayser ablamız da böyle bir niyetle evlenmiş aramızdan ayrılmıştı.ama kader yıllar sonra bizi aynı mahallede komşu etmişti.
   İyi bir abla iyi bir dost iyi bir  komşuydu.bir çok kereler bizlere uğrar hal hatır ederdi.bizde dilimizin döndüğünce gönlümüzün çektiğince izzeti ikramda bulunurken de saygı da sevgide hürmette kusur etmemeye çalışırdık.
  Ayser ablamızın dili hoş sözleri tatlı gönlü çoşkun biriydi.Gel velakin bir huyu vardı k, bu huyunu hiç kimse sevmezdi.Zira her giridği evden hiç bir zaman eli boş çıkmazdı.O gidiş esnasında gözüne ne ilişirse,muhakkak bir bahane bulup,gözüne iliştiğini eline dakar götürürdü.Çoğunlukta da hiç birimiz,
--  Ayser abla o aldığın şey bize lazım diyemezdik.Dersek bile muhakkak bir bahane bulup basit sözlerle eline dakar giderdi.Mesela  terkos sularının kesileceği zamanı düşünen hanımım bir iki şişe büyük su  şişesi doldurup, kulvarda bir köşeye koymuştu. O günde bu suyu Ayser ablamız görmüş.Eline daktığı gibi,
--  Bu suyu  ben şifa niyetiyle içeçeğim, deyip bize laf bırakmadan  su şişesini alıp gitti.
                                                                                                       28-08-2016