Basit bir kelime basit bir konu basit bir tutum.Niçin girdim bu yazıma.Belki de televizyonda seyrettiğim bir filmden ötürü de olabilir, belki eski gençlik yıllarında yaşadığım vefasızlığı anımsamam dan da olabilir.Belki de vefasız birinin karşısında garip kalanları görüp anımsadığım içinde olabilir..
Sözlük manasında, sevgide vefanın olumsuzluğunu işaret eden bir kelime. Ama vefasızlık sadece sevgide,veya seven sevilenlerde yaşanan bir hal mi ki?
Dünya gözümüzle etrafımıza baktığımız da başka, başka hallerde bu vefasızlığı yaşamıyor muyuz?.Elbette yaşıyoruz.Ama her vefasızlıkta gönlümüz kararıp, umutsuzluğa düşüp,kendimizi yemiyor muyuz?. Eğer bu hususları yaşamış biri isek, hiç bir zaman duygusuz olamayız.Her yaşadığımız bu vefasızlık hallerini her anımsama da kahrolup yıkıldığımızı yaşarız.İçimiz burkulur,bedbaht olup kahrederiz yaşadığımız ömre, yaşadığımız bu fani dünyaya.
Yeter ki bir sebeple vefasızın hışmına uğrayıp, vefasızlığı tatmış yaşamış olalım.
Sevgide vefasızlık en acı en kötü bir hal olduğunu yaşamasak da biliriz.
Ha vefasızlığı, yaşamış mıyız yaşamamış mıyız burası her insanın özel bir yanı olabilir.
Evet insan sever, sevilir. Hepsi dünyalıktır. Gönüllere ümit kapısı açar bu sevme sevilme. Her şeyi toz pembe görür yaşamında.Kendini bu vefaya yakışır halde uyumluluğa gayret eder.Zira vefa bir vitamin misali insanı besler, insanı genç tutar,insanın gözünü gönlünü açar. Sevgi dünyasın da bir dünyası vardır.Dağlar kadar yüce,ummanlar kadar engindir.Umudu bile ona mutluluk vaat eder.
İnsanlar sever sevilir. Bu sevgi bu sevilme, seven sevilen için en büyük nimet en büyük dünyalıktır. Her vefasızlığın türlü çeşitten kaynaklanıp vefasızlığı karşı tarafa tattırmak vardır.
Nedenleri belki de bir küçük bahane. Belki de olumsuz bir hal tavır da olabilir.Ama vefasızlığı tattıran, vefasızlığı tadan insanın hayatıyla oynamışta olabilir,Onun yıkılmasına sebepte olabilir, insanı zavallı biri haline de getirebilir.Bu hususta yorum kadar, gelişatlar da değişik olabilir.
Pekiyi insan başka hallerde yaşamaz mı vefasızlığı. Eğer dünya gözüyle bakar isek, eğer bir insan usuyla düşünüp,fikirleri bu yöne açarsak,yazma zorlukları içinden kolay çıkabilirsek, tabiatıyla başka şekillerde de vefasızlıkları sezer görür belki de şahitte oluruz.
Bir evlilik düşünelim. Hem de sevip sevme, görme beğenme halleriyle kabullenilmiş bir evlilik.Yıllar baş başa geçmiş. Eşler baş başa diş dişe yağır yağıra verip seneler tüketmişler.Mutluluk onların avuntuları olmuş.Gönülleri birbirlerini kral kraliçe saymış. Her şeyi toz pembe görürken veya sanırken, böyle bir ailede doğa gelen veya hasıl olan bir vefasızlığın getirip götürdüğünü düşünebilir miyiz.
Bunun erkeği kadını ayırt etmek duygusallıktır.Zira her ikisi de insandır.Sebep en basiti dünya hali, veya senlik veya benlik.Sudan bahaneler.Netice vefasızlık.doğa gelen vefasızlıktır.Ocaklar yıkılır,insanlar bedbaht olur.
Ya da bir başka halden bakarsak bu vefasızlığın olumuna bu da ayrı bir hal ayrı bir meseledir. Bir ebeveyn,ev köy olur.Çalışır çapalarlar.Umutları yarına umutları iyiliğe güzelliğe.Mutluluk onların en büyük amaç ve gayeleri.İşte bu emeller içinde yavruları dünyaya gelir. Bu yavrular onların canı ciğeri onları dünyalıklarıdır.Yemezler yedirirler,içmezler içirirler.Giymezler giydirirler.Dört elle hizmet verirler canlarına cananlarına.
Bu amaç bu gaye onların en büyük tesellileridir.En büyük görevleri olduğu kadar da avuntularıdır.
Gel zaman git zaman ve bir gün o canları cananları ebeveynlerini beğenmezler.Katı tavır takınıp hor görmeğe başlarlar.Onları hiç sayarlar,kısacası onları kırarlar.İşte ebeveynlerin tutumları bir vefa örneği ise de,bu canların cananların bir vefasızlık örneği olamaz mı?.Olur efendim bal gibi olur.zira dünya hali ya ummadığın beklemediğin halleri rüyada değil gerçek yaşamda yaşar insan oğlu.
Alemde yaşam içinde bazı sıkı fıkı dostluklar yaşar insan oğlu.Hepsi konu komşu,hısım akraba olarak beraberlikleri doğar kaynayıp ilerler.Öyle zamanlar ne kadar el de olsalar birbirlerine öyle güç kuvvet olurlar ki,bunu yaşarken kendileri dahi inanmak istemezler bu hallerine.Oysa ki o dostluklar muhakkak cicim ayında başlar,iyi günler de doğru dal budak salar gider.Hep beraber olmayı yeğlerler.Sırt sırta vermeyi gönüllerince ah ederler.Severler sevilirler.hani yedikleri içtikleri bir ayrı gider deyimine uygunun yaşarlar. Ama bence bu olağan üstü haller hep iyi gün dostluğu olduğunu düşünmezler,veya sırrını çözemezler.Akıl da edemezler.
Var zaman birden haller değişir,durumlar düne göre katılaşır.Önce soğukluk alametleri göze batarken, selam sabah kesilir.Nihayetinde birbirlerini bilmez hale gelirler.Bir tanrı selamını zoraki verirler birbirlerine.Burada hor sunmanın yerini vefasızlık alır gider.Hem de öyle bir vefasızlık olur ki,birbirlerinin cenaze Namazına dahi gidemeyecek kadar.
Hepimiz kuluz,yüce Mevla’nın huzurun da .;İnşallah onun emri şerifine layık olanlardanızdır. Bir tecelli gelmişiz dünya alemine.Yeriz içeriz yaşarız ve bir gün göçer gideriz.
Pekiyi, burada da ki sorun biz mi dünyaya vefasızlık ediyoruz, Yoksa dünya mı bize vefasızlık ediyor.Kısacası dünya için insan oğlu vefasızlık ediyor.
Şunu unutmayalım,Amma, emir O Yüce yerden.
.