Yöre bizim yöre, komşu bizim komşu , hepsi arkadaşlarımız,kısacası eşimiz dostumuz. Doğduk doğalı her gün yan yana gelir, görüşür konuşuruz.Bir birimizin derdini dinler bir birimize derman olmaya çalışırız.Belki evimiz barkımız ayrı ama,aynı semtli aynı yöreden olmamız, bizi bize daha iyi yanaşmamızı kaynaşmamızı sağlamamaktadır.
Doğduk doğalı bir birimize komşuyuz.Sanıyorum da ölene dek de öyle kalacağız.Kalmamız da bir nevi mecbur.Çünkü biz komşuyuz.
Ama hayat dediğin hiçte öyle değil hani.Bazen insanlar gafletinden ileri geri konuşa biliyor.Hem de en iyi günün de hiç beklenilmeyen zamanlarda.Fakat bunların çoğunu duymadığımızdan olacak, hala komşuluğumuz yakınlılığımız devam eder gider.
Acaba hiç düşündük mü ?, aşağıda yazmaya çalışacağımı biz de yaptık mı ?, Yapılanlara konuşulanlara hiç dikkat ettik mi?.Yaptıksa içimiz sızladı mı?.Veya yapanları bizde art niyetle kınadık mı ?.
Bilmiyorum her insan elbette kendi huyunu tüyünü sever, onlarla gurur duyup bir nevi öğünebilir. Ama arkasından baktığın an muhakkak onda da bu hata ve kusurlar vardır. Fakat her zaman kendini yüksekçe gördüğünden olacak ki bu demek istediklerimi asla kabul etmez.Belki de bununla da gururlanır.
Gelelim olaylara, köy yerlerinde bazen mahalle araların da zamanlı zamansız kendi aralarında komşuca dostça toplanıp o günün, o zamanın sorunlarını problemlerini konuşurlar. Bu bence hem münasip hem de normaldir. Zira birliğin başlangıcı burada başlamakta, tabiatıyla temeli de böyle yerlerde atılmaktadır.
Gel velakin bir zaman dostluklar arkadaşlıklar, konuşmalar sürer gider.Ama şerli ama hırlı o günün konusu olur.Atışırlar tutuşurlar,bir birlerine itiraz ederler,Bazen fikirleri uyuşur aynı konumda birleşirler.
Hatta bu konuşmaların bazısı da hayır üzeredir.İyilikler sıralarlar.İltifatlar yağdırırlar. Görüş ve fikirleriyle ortalığı süt liman yaparlar. Gene uyum için de halleri devam eder gider.
Böyle toplantıların hangi yönünden bakarsan bakalım, o anda ki sağ duyular birliğe yakınlaşmayı sağlamaktadır.Ortamda bir uyuşma sağlanmış görülmektedir.
Ama bir zaman sonra elbette içlerinden birisi,veya ikisi , işinin icabı,vaktin icabı aralarından ayrılacaktır.Ve biri hatta ikisi orada ki toplantıdan ayrılıp giderler.
İşte o an ki durum tamamen değişip başka bir hal almaktadır.Hani bir zamandır beraberce konuşup anlaştıkları, dostları arkadaşları ayrılınca,lafta ki hedefler hemencecik değişmektedir.
Neymiş efendim kendisi böyle, böyle demişte gidenin dediklerine itirazı varmış.Dediklerin kabul etmiyormuş.Güya bilmem bir şeyden anlıyormuş gibisine. Ve ardından da basar küfrü.
Oysaki az önce ki konuşmalarında hepsi de aynı ağzın lafına he demişlerdi hani.Ama beklide o anda kabul gördüğü bu fikre şimdi itiraz etmesi onu haklı olduğunu sandırmaktadır.Çünkü az önceki fikre fazla itiraz edememişti.Belki de karşı tarafın yorumu onunkinden üstün olmuştu.
Üstelik şimdi dert yandığı kişide, biraz evvel aynı fikirlere he demişti. O da şimdi o arkadaşıyla baş başa kaldı ya ona bir nevi yarenlik yaltaklık edecek onu haklı olduğunu teşvik edecek sanki bir paye kazanırmış gibi. Hani az önce ki dörtlü beşli konuşma inmiş iki üç ağza.Ve beraberce şimdi konuşmalarda ki son kararı kendileri verecek,ve ikisi de haklı kalacaklar.
Hani az evvel beraberken konuştuklarına he deyip de aralarından ayrılıp gidenler de, onlarda aynı konunu üzerinde konuşmaktadırlar.
----Yahu ben adama doğrusunu gerçeğini konuşuyorum. Adamın kafası çalışmıyor, fikri sürmüyor ki dediğim dedik deyip üstelikte inat ediyor.Amma da kaz kafalı herif ya.
Amma, hangi yandan bakarsan bak, o ve onu dinleyen arkadaşı da haklı. Zaten haksız kimse yoktu ki ortada, ama sen gel anlat…
Eylül 007