Hani var ya,biz Avrupa’da ki Türk iÅŸçilerinin en büyük sorunu,bir türlü çoluÄŸumuza çocuÄŸumuza Türkçe konuÅŸturamamaktayız.Zira Bu memlekette ki yaÅŸam hep bizim yavrularımızı kendilerine çeker bir hissiyat gözle görünür halde olmaktadır.Ne edersen et, ne yaparsan yap,hepsinin gözü yaÅŸadığımız bu ülkenin dilini konuÅŸma yaÅŸantısına uyma çabası içindeler. Aman yanlış anlaşılmasın,biz ebeveynler ille de Türkçe konuÅŸulacak deyip öbür dilleri yasaklamış veya evde sokakta yabancı dil konuÅŸulmayacak diye de bir kaide bir karar getirmiÅŸte deÄŸiliz. Sadece yavrularımızın ana dili olan güzel Türkçemizin konuÅŸulup unutulmaması için bütün gayretler.Ama gel de anlat. Ä°lle de, bir iki çocuk yan yana gelince hep yabancı dil konuÅŸuyorlar. Öyle zamanlar kavga gürültüleri bile hap bu yabancı dil ile yapılmakta. Hele,hele evde herhangi bir sorun bir problem bir ÅŸey konuÅŸulsa fırsatı geldi mi hemen yabacı dil konuÅŸup, baÅŸlanılmış konuya bu yabancı dil olayı giriverir. zira onların görüÅŸ ve fikirleri yabancı dillen konuÅŸulunca biz yaÅŸlılarda dört dörtlük anlamıyoruz bu yabancı dili,o zaman her ÅŸey karma karışık olup bir çıkmaz da kalın ılıyor. Hani sadece bu bizim hanede deÄŸil, bütün komÅŸularda aynı sorun yaÅŸanıyor. YaÅŸanınca da herkes çocuklarından ÅŸikayetçi olmaktadırlar. Fakat bazı öÄŸretim üyeleri,bazı din adamlarımız,hatta devlet büyüklerimiz bile yabancı dilin öÄŸrenilmesi taraftarları.Fakat gene de biz yavrularımızın ilk elde kendi öz dilimizin bir güzel öÄŸrenilip,en azından evimizde,bazı toplantılarda Türkçe konuÅŸmalarını arzuluyoruz. Yalnız, burada ÅŸunu itiraf etmek gerekiyor ki,biz ebeveynler,çocuklarımıza tam hizmet veremiyoruz. Her ÅŸeyini dört dörtlük yapmadığımız gibi,bu Türkçe öÄŸrenmelerine hiç yardımcı olmuyoruz. Cepler dolusu para kazanır memlekete götürürüz(aslı varsa). Daha çocuk okul çağında iken bir iÅŸte çalışmasını zorlarız,kazancımıza yardımcı olsun diye. Hiç bir türlü yavrularımızın veya kendimizin okuması için bir tek kitap almayız.Ha yanlış oldu alırız,birinci kitap KUR’anı kerimdir.Ä°kinci kitap Namaz hocasıdır.Üçüncü kitap Büyük Rüya tabirleridir.Ä°nanır mısınız evlere gazete dahi girmez,zira Avrupa baskısı gazeteler bizler için namahremdir.Çünkü gazete dediÄŸin de bu kadar olur. Bazı babalar gazete alır,mahalle barında okur sağına soluna bakar,ve gazetesi orada bırakır gider.Bazen, --AÄŸabey gazeteni unuttun, al götür evine dendiÄŸinde, -- Yahu o gazeteyi aldığıma zaten bin piÅŸmanım, evime girmesine gerek yok,okuyanların aklını çeler. Deyip gazete bile evlere gitmez. Durumlar böyle,böyle iken,çocuklarımızla Türkçe ne konuÅŸmamız gerek. ÇocuÄŸu sorarsın, --Evladım,bu gün ne yaptınız bakalım. Çocuk önüne bakarak, -- Valla baba okula gittim geldim. Hep aynı git gel git gel.Ä°ÅŸte bir ÅŸeyler öÄŸrenmeÄŸe çalışıyoruz. Çocukta her günkü söyleyiÅŸ budur. Ama çocuk ne babadan ne anneden bir ÅŸey merak edip soru sormaz. Baba bazı hatıralarından konuÅŸur,hiç kimse dinlemediÄŸi gibi oralı olan da olmaz.Baba bir ÅŸey sorsa,çocuklar hemen kendi aralarında yabancı dil konuÅŸup lafın sonunu bulmuÅŸ olurlar. Ä°ÅŸte biz Türklerin Avrupa yaÅŸantısından bir bölüm.Fakat bazen ama bilerek ama bilmeyerek bazı durumları yaÅŸarız.bir çoÄŸu yaÅŸandığı halde, unutulur gider.Bazen de gülünecek hallere ramak kalınır. Benim komÅŸu Irza beyle kapı bir komÅŸuyuz yıllarca burada. Hani memleketten HemÅŸeri olmasak da sanki aynı köyden aynı evden gelme gibiyiz.Bir otuz küsur
|