2.Nesil Ä°kinci nesil gençler,Türkiye’de kendi ayarlarında, kendi durumlarına göre bir yaÅŸamları vardı. Ulu orta yaÅŸamaya çalışıyorlardı.Yaşı büyük olanlar Türkiyede okullara devam ederken eÄŸitimlerini yarıda kesip Fransaya geldiler.Küçük olanlar doÄŸruca Fransa okullarına gitmeye baÅŸladılar.Türkçe okuma yazmaları çok az veya hiç yoktu. Ama bu Fransa’ya gelir gelmez onlarda babaları gibi bol paralı varlıklı dönemleri hayalliyorlardı.Oysaki ilk evvel okumak yazmak yeni girdikleri bu Yad elde,dil öÄŸrenmek sorununu kayda almayı oluruna bıraktılar.Yalnız yaşı küçük olanlar okula gitmeye zorlamalarla yönlendiler. Ortamın getirdiÄŸi koÅŸullarda sınıflarına devam ederken, daha geleceÄŸe hayaller kurmaya baÅŸlamışlardı bile. Bunların böyle baÅŸlaması ile sorunlar bitmiÅŸ görünmüyordu.Zira bazı yerleÅŸim yerlerinde ki çoÄŸunluklu Türkler gördüler ki,kendilerine has bazı ÅŸeylerin noksan- lıklarını anlamaya baÅŸladılar.Tabii ki bunların başında din eÄŸitimi yoktu. Ä°kinciye de Türkce eÄŸitimi noksandı.Tam bir birlik beraberlik olmadığı gibi can alıcı bir biliÅŸip tanışma dahi yoktu insanlarımız arasında. Hani önceleri kazanç derdinin önemini öne koyanlar,ÅŸimdi buraya getirdikleri ailelerin dertlerini daha çok anlamaya baÅŸlamışlardı. Ä°ÅŸte bunların farkını anlayan bazı önder vatandaÅŸlar buna bir hal çaresi düÅŸünüp her yöre her mahale göre insanları birliÄŸe dirliÄŸe davet etmeÄŸe baÅŸladılar. Bu ön giriÅŸimler yerlerine bölgelerine göre deÄŸiÅŸiyordu. Bazı yerlerde iyi güzel bilinçli giriÅŸimler sayesinde önemli dernekler kurulmaya baÅŸlanmıştı. Bunlar zaman içinde çok önemli hamleler kat etmeÄŸi baÅŸarmış, vatandaÅŸlara hizmet vermeyi baÅŸlamıştı. Ama böyle dernekler önceleri parmakla sayılabilecek kadar az idi.Zira her yerleÅŸim yerinde yeterli Türk vatandaşı olmuyordu.Bazı kesimler türlü sebeplerden de birleÅŸip bir araya gelemiyorlardı. KurulmuÅŸ dernekler,önce din iÅŸlerini ilk sıraya koyup,ibadet etme din eÄŸitimini düzenleme en azından Türk toplumunu bir çatı altında toplamayı baÅŸarmıştı. Böyle Türk dernekleri birliÄŸini saÄŸladıktan sonra Türk konsolosluÄŸu aracılığı ile bazı gerekli olan görevlileri de buluyordu.Türk diyanet iÅŸleri cami Ä°mamını, Türk milli eÄŸitim müÅŸavirliÄŸi de öÄŸretmen ihtiyacını karşılıyordu. Fransa’nın bazı bölgelerinde ekseri Türk toplumunun çoÄŸunluk olduÄŸu yerlerde her ÅŸey yolunda olduÄŸu görülüyordu.Ama bu durumlar parmakla sayılır haldeydi.Bu da Türk toplumunun ancak dörtte biri denilebilirdi. Ya, bu dörtte üçü ne haldeydi.Kısacası dağınık bir haldelerdi.Aralarında birleÅŸim olamadı.Bir türlü birliÄŸi dirliÄŸi kuramadılar.Bu yad elde herkes başının çaresine bakıyordu.Ä°ÅŸte bu geliÅŸimler bu ikinci nesilin nelerden yoksun olduÄŸunu gösteriyordu,ama bunlar birer gerçekti. Ayrıca burada deÄŸinilmesi acı olan bir baÅŸka taraf vardı.Türk babanın para derdi kazanç derdi gözünü gönlünü kaplamıştı.Her ÅŸeyi para ile halledeceÄŸini sanıyor veya umuyordu.Önceleri bu giriÅŸimde gayretli ve azimli idi.Ama sonraları,Hani “Alman gibi baÅŸlayıp,Türk gibi bitirmeyi” baÅŸardılar. Evdeki Türk hanımlarının bir çoÄŸu alt kesimin fertleriydi.Bir çoÄŸunun okuması yazması bile yoktu. EÄŸitimin önemini bile fark edemiyorlardı.Bir çoÄŸu evlatlarına karşı bir kayıtsızlık içindeydi.Çocuk yanımdan gitsinde ne olursa olsun tihniyetini taşıyordu.Anne sorumluluÄŸundan o kadar uzaktıkiler ÅŸaÅŸmamak elde deÄŸildi. Bu sorunların bin türlüsü yaÅŸanıyordu.Ama her aile kendine has yakışanına önem veriyordu. Bu geliÅŸimler yüzünden bu ikinci nesil bir düzensizlik bir ayarsızlık içinde kala kalmıştı.Sanki başı boÅŸluluk onların sevabı olmuÅŸtu. Zamanın su gibi geçtiÄŸinde bazı acı gerçekler kendini göstermeÄŸe baÅŸlamıştı.Öyle ailelerde doÄŸru dürüst eÄŸitim görmüÅŸ bir genç yoktu. Bazı ailelerden çocuÄŸun gayreti olsa da ,verilen desteÄŸin azlığı nedeniyle az bir tahsili ancak görmüÅŸtü. Acı gerçeÄŸin su üstüne geleni ise ,parmakla sayılacak kadar Türk genci tahsilli görmeyi baÅŸarmıştı. Bu gün bu zaman (kırk yıla yakın bir zaman için de.) Ä°kinci Türk nesli hedefini bulmamış,yaÅŸamını zorluklar için sürdürme gayreti içindedir.En baÅŸta ki sorunu bu gün böyle yarına nasıl varacağım ÅŸüphesi, yarın ne olacığım endiÅŸesi.Zira yarınları hep ümitsiz bir görüntü içinde görümektedir. Ä°kinci nesilin dolu dizgin girmiÅŸ olduÄŸu bu hayat yolu,onların azı hariç bir çoÄŸunu bilinçsizlik içinde koymaktadır.Zira bir yanda hayal gücü,bir yanda merak ettiÄŸi yeni teknikler bir yanda bol kazanç yapıp lüks bir yaÅŸama arzusu,yetersiz çalışma kendisinin başı boÅŸ olması,ve nerede bulduysa geçici oyalayıcı iÅŸler de yarım kalması dağılmasının ilk rolü oluyordu.Zira birinci nesilin veremediÄŸi beceremediÄŸi hizmetin, bu gün basitce günahını evlatları çekiyordu. Birinci nesilin geldiÄŸi alemle bu günkü alemin fark durumu bu iÅŸleri böyle karıştırıp ortaya koyuyordu.YokluÄŸun,yoksulluÄŸun acısını çeken ve bilen birinci nesil,hala korkak bir hayat sürmekteydi.Yarın gene aynı aynı hale düÅŸermiyim düÅŸüncesine tabi gibiydi.Bu yüzden temkinli olmayı elden bırakmıyordu.Ama eline geçen fırsatları da bu temkinlilik duygusu altında çürütüp yaramaz hale sokuyor,bir yandan da evlatlarına vermesi gerekeni vermiyordu.Ve bir çok aile bu acıyı çekerken, bir toplum- da bu acılar altında bir nevi kendini arıyordu.
|