BaÅŸlığa bakarsak, herkes güzel.Ama insanoÄŸlu için gönül kimi severse o daha güzel. Diyeceksin ki nerden geldi aklına ÅŸimdi. Aklıma gelmedi başıma geldi. YaÅŸ olmuÅŸ elli kusür.Åžimdi böyle hallerde ne iÅŸin ne gücün olur demeyin. Bakıyorsun bir yel gibi esiveriyor bazı haller bazı olaylar.Bu da böyle oldu. Allah kabul etsin,Ä°kindi Namazımı kıldım,evde yaslanıp kalmaktansa akÅŸam yürüyüÅŸü yapayım bari deyip evden ayrıldım. Dilimden bazı ilahi bazen türkü, bazende hayal kurmalar ile baÅŸladım yürümeye.Bu mahallenin en güzel yürüyüÅŸ yeri ÅŸehrin üniversitesinin içinde ki kampüs mahali olmaktadır.Zira üniversite oldukça büyük,demelere bakar- sanız yedi bin talebesi olan bir üniversite olduÄŸu söyleniyor. ÖÄŸleden sonra saat onyedi suları.Çıktım tek başıma yürüyorum.Kampüsün güzel ve özenilerek yapılmış balıklı sünni gölünün turladığı yeÅŸiller içinde pistte turlamayı alışkanlık haline getirmiÅŸtim.Gerçi çoÄŸunluÄŸu hanımımla beraber tur atardık ama,kendisi mahallede komÅŸu ziyaretine gittiÄŸinden dolayı ben yalnız yürüyüordum bu gün. Bilmiyorum bir yarım saat yürüdüÄŸümde,gölü hemen kenarına konmuÅŸ beton banklarda güzel ÅŸakrak neÅŸeli cıvıl cıvıl sesler dikkatimi çekti bir anda. Burada yürüyüÅŸ yapan insanlarla ve talebeler hiç eksik olmadığından böyleliklere pek kulak asmazdık. Ben gene kendi halimde seslere önem vermeden yürüyorum. Åžöyle kırk elli metre yakınlaşınca,seslerin geldiÄŸi ön tarafıma bakmaya baÅŸladım.Hem yürüyor hem bakıyordum.Az bir mesafe kalınca,gördüm ki iki genç kız "talebe olsa gerek" kendi aralarında öyle neÅŸeli öyle ÅŸakrak gülüÅŸüp konuÅŸuyorlardı ki,benim geliÅŸim veya oluÅŸum onların halini deÄŸiÅŸtirmemiÅŸti.Kendilerine epey yaklaÅŸana kadar hep kaÅŸ altından kendilerini takip ediyordum.Onlar fransızcaya iyi ve çabuk konuÅŸtuklarından, konuÅŸmalarını tam anlamasam da harektlerini görebiliyordum.Bazen birisi ayaÄŸa kalkıyor,bazen hemen oturuyor bazen gülecem diye arkadaşını kucaklar gibi hareket yapıyordu.Helleri oldukça hareketli görünüyordu. Ben gene akÅŸam yürüÅŸü ritminde yoluma devam ediyordum.Tam yanlarına yaklaÅŸtığımda,oturmakta olan bir tanesi önüme geçerek,önce günaydın dedi, sonra arkadaşına bakarak, -- Mösyö söyle bize, sence hangimiz daha güzel. Öyle güzel söylüyordu ki,ne bileyim ben,daha düÅŸüncemi kavramadan öbür oturanı ayaÄŸa kalkıp kolumdan tutup, -- Ä°yi günler papa "baba" otur aramızada biraz konuÅŸalım burada deyip, oturmam için kolumdan çekip beton bank'a kendisi gibi beni de oturttu. Ben iyiden iyiye ÅŸaşırmıştım.Genç kızları ilk kez görüyordum.Ä°kisini de tanımıyordum.Ama iki genç kız cıvıl cıvıl neÅŸe doluydular. Aralarına, onları beni çekmesiyle oturdum.Oldukça da ÅŸaÅŸkındım.zira böyle bir durum aklımın ucundan dahi geçmiyordu . Kızlar genç oldukları kadar öyle ÅŸakrak neÅŸeli cıvıl cıvıl bir ÅŸeyler konuÅŸuyorlardı ki hani konuÅŸmaları o kadar seri ve çabukdu ki anlamam tam mümkün deÄŸildi. Bir kez sağımdakine, ardından solumdakine baktım.Ä°nanın en az üç kez ayrı ayrı defalarca kendilerine baktım. Ä°kiside gonca gül gibiydiler.Ä°kiside güzel mi güzeldi. BeklemediÄŸim bir anda,tanımadığım kiÅŸilerce bu soru niçin bana soruluyordu anlıyamıyordum. Her halde beni tenha da yalnız buldular. YaÅŸlı da gördüler,ya kafa bulacaklar, ya dalga geçeceler benimle. Ä°kisinede ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın bakıp, -- Benimle eÄŸlenmek mi istiyorsunuz ? dedim, ikiside aynı halde gülerek, -- Yok, hayır eÄŸlenmekte, dalgada geçmek istemiyoruz,sadece hangimizin daha güzel olduÄŸunu söylemenizi istiyoruz,her ÅŸey bu kadar. Gerçekten ne kadar da cıvıl cıvıl olsalarda da,gözlerine bakınca ta içten bir ciddiyet,bir güzellik bir ÅŸakraklık fark edebilmiÅŸtim. Tekrar ayrı ayrı ikisine bakıp, -- Tamam o zaman,önce yavaÅŸ yavaÅŸ konuÅŸalım,ben pek fazla Fransızca anlamıyorum.Ä°kinciye ciddi olalım.Herkes bize bakmasın. Fazlada baÄŸrışıp çaÄŸrışmayalım.Ha ÅŸunuda peÅŸin söyleyeyim,darılma gücenmek yok tamam mı? Dedim. Bana bakıp sakin ve gülümser bir halde kabul ettiler. Ardından,oturduÄŸum yerden kalkıp üç adım ileri yürüyüyüp kızların karşılarına geçtim. Burada bir alıcı bir seçici gibi deÄŸil,sadece genç kızların gönül hatırları için ÅŸöyle enine boyuna bir kaç kez baktım baktım. Sonra tekrar oturduÄŸum yere geri dönüp oturdum. Hala bana iki taraftan da soruyorlardı, -- Hangimiz daha güzel,!?.... Aman yarabbi ne diyeyim ne eyleyeyim.Çıldırmış bu kızlar desem hiç alakası yok. Kafaları sarhoÅŸ bozulmuÅŸ desem,hiçte o halde deÄŸiller.Önce kendime bir çeki düzen verdim.Sağıma soluma batıktan sonra, -- Dinleyin matmazeller beni.Zira pek güzel Fransızcam olmasa da diyeceÄŸi- mi analatacak kadar yeterliyim. Åžöyle erkek gözüyle,yaÅŸlılık tecrübeme dayanaraktan ikinize de alıcı gözüyle olmasa da,kızlarım sanısıyla baktım. Öncelikle ikinizde çok ama çok güzelsiniz. Sen biraz daha yaÅŸlısın on sekiz veya on dokuz yaşındasın. Öbürküne dönüp sen biraz gençsin on altı yaşında olmalısınız. Gerçekten ikinizde güzel alımlı çalımlı ÅŸakrak cıvıl cıvıl gençlersiniz. Bana sorarsanız güzellik hususunu,"Türkçe de bir deyim vardır "Gönül kimi severse güzel odur" derler.Yalnız sevmek sevilmek güzellikle alakası olmayan bir durum. Bu yüzden insan da güzellik aramak,güzellik istemek basit ÅŸey.Ama asıl güzellik gönül güzelliÄŸi huy güzelliÄŸi sevgi güzelliÄŸi. Bunlar yok veya noksan ise,yüz sima ve beden güzelliÄŸ baÅŸlı başına bir merakın ötesine varmayan bir hal. Bakıyorumda ikinizde çok güzelsiniz. Gene Türkçe de bir söz vardır" Allah sahibinize bağışlasın" Bu lafıma onlarda Amen dediler. Ama ikinizin de huyunu tüyünü bilmiyorum.Bakıyorum da dolu dizgin gençlersiniz. Öncelikle huy tüy gönül güzelliÄŸi çok önemli. EÄŸer biz erkeklere bakarsanız,her türlü tip kıza hanıma gönül akıtanlar- danız. Sadece bir hanım olsunda nasıl olursa olsun diyenlerimiz vardır. Birde bazı erkeklerde özel ÅŸahsi yönleri huyları vardır.Kimi erkek, hanımın beden yapısından zevk alır.Kimi erkek yürüyüÅŸüne hayran olur.Kimi erkek sima güzelliÄŸine önem verip aşık olur. DiyeceÄŸim her erkek her hanımın bir biçimine sarkar.Ve bir heves ile gönül düÅŸürüp onunla birlik olmayı arzular. Oysa ki esas güzellik,birbirlerini beÄŸenip,birbirlerinin huyuna suyuna uygun olanlar bu güzelliÄŸi tercih ederler.Bunun içinde bu Fransa da görüyorum ki,iki genç bu ayarı bulana kadar bir çok el deÄŸiÅŸtirenler var.Önce deli gibi aşık olup sevdalanıyorlar tabii bu görünüÅŸe göre.Kısa bir zaman beraber yaÅŸamları oluyor.Hatta bazıları çocuk sahibi bile olanlar var.Fakat huyu huyunu, suyu suyunu tutmadığından dolayı ayrılanlar çok oluyor.Oysa ki ilk görüÅŸüÅŸlerinde birbirlerine deli gibi tutkun iken. Ä°ÅŸte bu sima beden veya dış güzellik onları bir nevi kandırıp beraber yaÅŸamayı arzulatıyor.Sonrası ne oldu gönüller aynı akortu bulmadı.Aynı sesi vermedi,ne oldu biri saÄŸa gitti öbürü sola.Böyle olunca da güzellik önemsiz olup kaldı.Bence sima güzelliÄŸine beden güzelliÄŸine hele hele çok konuÅŸma güzelliÄŸine aldanıpta bir yaÅŸamı berbat etmemeli.Çok yönlü güzellik gerek sevenlere. Sizlerde her zaman,ben güzelim,ben güzelim diye avununuz.Amma sima güzeliklerinize biraz da huy gönül dil güzelliklerini ilave etmeÄŸe bakınız.Yoksa ki yüz sima güzelliÄŸi insanı kandırmaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramıyor unutmayınız. Genede benden size bir öneri.Allah her ikinizi de daha güzellikler içinde yaÅŸatıp, "sizleri sahibilenize bağışlasın" By.By.....
15-- Mart--2014
|